Archive for Temmuz 2013
Salzburg - Fenerbahçe Maçı
-Maçı hakeden taraf Salzburg'du. Fenerbahçe maalesef iyi oynamadı kısaca açıklamak gerekirse.
-Webo ve Kuyt ileride çok yavaş kaldılar. Kuyt'ın yerine Stoch hamlesi iyi olabilirdi.
-Alper, çıktığı dakikaya kadar sahanın en iyisiydi. Onun yerine Emre ya da Meireles çıksa daha iyi olabilirdi.
-Salih'in bu takımdaki önemi bir defa daha ortaya çıktı. Yaratıcılık konusunda çok sıkıntı yaşandı.
-Mehmet Topuz, Kayseri'deki en iyi performanslarını sağ bek oynarken çıkarmıştı. Yıllardır oynamadığı pozisyona göre gayet iyi oynadı.
-Sow çok bencildi. 3 tane net gollük pası vermedi, saç baş yoldurdu.
-Hakemler çok kötüydü. Rezil bir yönetim sergilediler. Son dakikadaki penaltı doğruydu.
-Fenerbahçe turu geçer ancak ilerisi için yeterli olmaz bu futbol.
-Webo ve Kuyt ileride çok yavaş kaldılar. Kuyt'ın yerine Stoch hamlesi iyi olabilirdi.
-Alper, çıktığı dakikaya kadar sahanın en iyisiydi. Onun yerine Emre ya da Meireles çıksa daha iyi olabilirdi.
-Salih'in bu takımdaki önemi bir defa daha ortaya çıktı. Yaratıcılık konusunda çok sıkıntı yaşandı.
-Mehmet Topuz, Kayseri'deki en iyi performanslarını sağ bek oynarken çıkarmıştı. Yıllardır oynamadığı pozisyona göre gayet iyi oynadı.
-Sow çok bencildi. 3 tane net gollük pası vermedi, saç baş yoldurdu.
-Hakemler çok kötüydü. Rezil bir yönetim sergilediler. Son dakikadaki penaltı doğruydu.
-Fenerbahçe turu geçer ancak ilerisi için yeterli olmaz bu futbol.
Avrupa'ya Hoş Geldin Neymar !
Neymar sonunda Barca ile ilk kez sahaya çıktı. Videoda, oyuna girdikten sonra yaptıkları var. Daha doğrusu, kendisine yapılanlar. Avrupa futbolu sert bir hoşgeldin demiş kendisine. Bu darbeleri belki La Liga'da yemeyeceksin ama Şampiyonlar Ligi bu darbelerle kaynıyor koç. Kolay gelsin..
Unuttuk Mu? Raul Gonzalez
Sahi, unuttuk mu bu devi? Karşınızda Raul Gonzalez.
Galatasaray - Malaga Maçın Ardından
Dün maçta göze çarpan tek sorun defans göbekteki anlaşmazlıktı. Chedjou ile Dany aynı tip oldukları için kaynaklanan bu sorun yüzünden büyük ihtimalle sezon içinde Dany yedek oturacak. Bu üzücü bir durum tabii.
Galatasaray uzun süredir sol bek arıyor bilindiği gibi. Riera'nın sol beğe devşirilmesi, futbolun sadece hücum yönünü bilen Türkiye'de defansın aksaklıklarının görülmemesinden ötürü başarılı bulundu. Ancak durum hiç öyle değildi. Riera'nın her hatasında, kademe kayıplarında orada bir oyuncu o hataları kapadı çünkü. Kimmiydi o? Dany.
Dany geçen sezon çoğu maçta iki kişilik top oynadı. Hem defans göbekteydi hem de Riera'nın yerine sol bek oynadı. Riera aslında sol iç oynadı Galatasaray'da. Dany böyle fedakarlıklar yaparak belki de bu sene yedek kalma durumuna düştü. Fatih Terim'in bu durumun farkında olmadığını düşünüyorum, çünkü Riera hala sol bek.
Dany çok sevdiğim bir oyuncu. Yedek kalmasına çok üzülürüm. Galatasaray'ın ileri hattı zaten sorunsuz. Tek sorun olan defansı da Dany ya da Chedjou'yu sol bek oynatarak çözmek en iyisi. Tercihen Chedjou'nun sol bek oynamasından yanayım. Lille'de de sol bek oynamıştı. Ayrıca geçen senenin uyumlu ikilisi Semih ile Dany'i bozmaması gerekiyor Galatasaray'ın.
Melo transferinden sonra orta saha sorunları da devam edecek gibi Galatasaray'da. Melo, sanılanın aksine hiç iyi transfer olmadı. Uzun sözleşmeyi de cebine koyarak kendini garanti altına alması ile geçen senenin ikinci yarısında gösterdiği performansı sergileyeceğini hiç sanmıyorum. Galatasaray'ı çok riskli bir sezon bekliyor.
Galatasaray uzun süredir sol bek arıyor bilindiği gibi. Riera'nın sol beğe devşirilmesi, futbolun sadece hücum yönünü bilen Türkiye'de defansın aksaklıklarının görülmemesinden ötürü başarılı bulundu. Ancak durum hiç öyle değildi. Riera'nın her hatasında, kademe kayıplarında orada bir oyuncu o hataları kapadı çünkü. Kimmiydi o? Dany.
Dany geçen sezon çoğu maçta iki kişilik top oynadı. Hem defans göbekteydi hem de Riera'nın yerine sol bek oynadı. Riera aslında sol iç oynadı Galatasaray'da. Dany böyle fedakarlıklar yaparak belki de bu sene yedek kalma durumuna düştü. Fatih Terim'in bu durumun farkında olmadığını düşünüyorum, çünkü Riera hala sol bek.
Dany çok sevdiğim bir oyuncu. Yedek kalmasına çok üzülürüm. Galatasaray'ın ileri hattı zaten sorunsuz. Tek sorun olan defansı da Dany ya da Chedjou'yu sol bek oynatarak çözmek en iyisi. Tercihen Chedjou'nun sol bek oynamasından yanayım. Lille'de de sol bek oynamıştı. Ayrıca geçen senenin uyumlu ikilisi Semih ile Dany'i bozmaması gerekiyor Galatasaray'ın.
Melo transferinden sonra orta saha sorunları da devam edecek gibi Galatasaray'da. Melo, sanılanın aksine hiç iyi transfer olmadı. Uzun sözleşmeyi de cebine koyarak kendini garanti altına alması ile geçen senenin ikinci yarısında gösterdiği performansı sergileyeceğini hiç sanmıyorum. Galatasaray'ı çok riskli bir sezon bekliyor.
Beşiktaş'da Bir Pique!
Dün oynanan Schalke maçında Beşiktaş'ın tek golünü atan Pedro Franco hakkında artık bir yazı yazmanın vaktinin geldiğini düşündüm. Aslında çoktan yazılması gerekiyordu ama niye aksadı bilmiyorum.
Kendisini Kolombiya forması ile bir kere izlemiştim gelmeden önce. Sonrasında videolardan takip ettim ve en son dün oynanan maçta gördüm. Tüm bunlar başlıktaki benzetmeyi yapmayı sağlar mı? Bence sağlar.
Franco, sahada duruşu ile bile kendisini belli ediyor. Hava topları, kesiciliği, kademesi bir defans oyuncusunun olması gerektiği gibi zaten. Peki Franco'nun artıları neler?
Muhteşem bir tekniği var. Beşiktaş eğer defansif orta saha sıkıntısı çekerse orada da çok rahat görev yapabilir bence. Hatta biraz abartırsak eğer forvette bile iş görür ki kısacık futbol hayatında forvete de gitmişliği var.
Ayrıca muhteşem bir oyun okuması ve oyunu başlatması gibi bir özelliği var. Verdiği paslar ile gollük ataklar başlatabiliyor. Bu pasları da riskten uzak, akılcı bir şekilde yapıyor.
Sonuç olarak, Benfica ve Porto tarzında bir transfer yaptı Beşiktaş. Eğer Franco Porto'ya gitmiş olsaydı iki sene içinde en az 30 milyona transfer olur derdim. Çünkü şu anda Barcelona defansına koysanız sırıtmayacağı inancındayım. Peki Beşiktaş alışkın olmadığı Portoculuk oyununda nasıl bir strateji izleyecek. Onu da bekleyip göreceğiz.
Kendisini Kolombiya forması ile bir kere izlemiştim gelmeden önce. Sonrasında videolardan takip ettim ve en son dün oynanan maçta gördüm. Tüm bunlar başlıktaki benzetmeyi yapmayı sağlar mı? Bence sağlar.
Franco, sahada duruşu ile bile kendisini belli ediyor. Hava topları, kesiciliği, kademesi bir defans oyuncusunun olması gerektiği gibi zaten. Peki Franco'nun artıları neler?
Muhteşem bir tekniği var. Beşiktaş eğer defansif orta saha sıkıntısı çekerse orada da çok rahat görev yapabilir bence. Hatta biraz abartırsak eğer forvette bile iş görür ki kısacık futbol hayatında forvete de gitmişliği var.
Ayrıca muhteşem bir oyun okuması ve oyunu başlatması gibi bir özelliği var. Verdiği paslar ile gollük ataklar başlatabiliyor. Bu pasları da riskten uzak, akılcı bir şekilde yapıyor.
Sonuç olarak, Benfica ve Porto tarzında bir transfer yaptı Beşiktaş. Eğer Franco Porto'ya gitmiş olsaydı iki sene içinde en az 30 milyona transfer olur derdim. Çünkü şu anda Barcelona defansına koysanız sırıtmayacağı inancındayım. Peki Beşiktaş alışkın olmadığı Portoculuk oyununda nasıl bir strateji izleyecek. Onu da bekleyip göreceğiz.
Amokachi, Nouma, Eneramo ?
10 Temmuz 2013 Çarşamba
Posted by sbilgen
2013,
amokachi,
beşiktaş,
eneramo,
fenerbahçe,
galatasaray,
giunti,
pascal nouma,
sezonu,
süper lig,
transfer

Kulüplerin gelenekleri olduğu hepimiz için aşikardır. Ne zaman köklü bir kulüpten konu açılsa muhabbet mutlaka kulübün geleneklerine gelir. Ben bu gelenekleri biraz daha geniş kapsamlı alırım. Oyuncu geleneği diye de bir şey vardır bence.
Mesela Fenerbahçe'de Kennet Anderson, Van Hooijdonk gibi Galatasaray'da Hagi, Selçuk, Semih gibi oyuncular vardır. Beşiktaş'da da Amokachi, Nouma, Guinti gibi oyuncular geleneklere uygun oyunculardır.
İşte Beşiktaş geleneklerine uygun bir transferi bitirdi bugün. Aslında uzun yıllardır yapamadıkları bir hamleydi bu. On yılı aşkın bir süredir bir türlü Nouma'nın yeri dolmadı. Bir ara Carew geldi, eğer kalsaydı kesin doldururdu ama durmadı hemen gitti.
Velhasıl Beşiktaş muhteşem bir transfer yaptı. Yıllardır yanlış seçimler yapılan forvet bölgesine harika bir monte gerçekleştirdiler. Şimdi sırada Giunti'nin yerini doldurmaları var ama o bölge bir hayli dolu. Giunti, eğer orta sahadaki yetenklerden biri giderse, transferde baz alınacak oyuncudur Beşiktaş için. Şimdiden söyliyeyim.
Mesela Fenerbahçe'de Kennet Anderson, Van Hooijdonk gibi Galatasaray'da Hagi, Selçuk, Semih gibi oyuncular vardır. Beşiktaş'da da Amokachi, Nouma, Guinti gibi oyuncular geleneklere uygun oyunculardır.
İşte Beşiktaş geleneklerine uygun bir transferi bitirdi bugün. Aslında uzun yıllardır yapamadıkları bir hamleydi bu. On yılı aşkın bir süredir bir türlü Nouma'nın yeri dolmadı. Bir ara Carew geldi, eğer kalsaydı kesin doldururdu ama durmadı hemen gitti.
Velhasıl Beşiktaş muhteşem bir transfer yaptı. Yıllardır yanlış seçimler yapılan forvet bölgesine harika bir monte gerçekleştirdiler. Şimdi sırada Giunti'nin yerini doldurmaları var ama o bölge bir hayli dolu. Giunti, eğer orta sahadaki yetenklerden biri giderse, transferde baz alınacak oyuncudur Beşiktaş için. Şimdiden söyliyeyim.
Galatasaray Ön Liberoya Kimi Almamalı?
8 Temmuz 2013 Pazartesi
Posted by sbilgen
2013,
beşiktaş,
de rossi,
fenerbahçe,
galatasaray,
melo,
ön libero,
süper lig,
trabzon,
transfer,
wanyama,
wellington

Gündemdeki isimlerden sadece Melo'yu almamalı, kesin ve net. Aslında isimler arasında en iyi isim performansa bakmazsak Melo. Tabii ütopya olan De Rossi gibi isimleri saymazsak. De Rossi'nin Galatasaray'a gelme haberi bile gülmekten yerlere yatırdı beni.
Melo, özellikleri itibariyle muhteşem bir futbolcu. Ancak birisinin ona ön libero olduğunu ve parasını düşünerek kontrat bitimlerinde değil her zaman topunu oynaması gerektiğini söylemeli. Bence söylüyorlardır ancak ego tatmininden başka bir düşüncesi olmadığı için sonuç ortada. Selçuk İnan'ın %40larda oynamasının en büyük sebebi Melo'dur. Kendisini forvet arkası sanması yüzünden her atakta ileride. Selçuk da onun boşluklarını doldurmaya çalışmaktan kendi işini yapamıyor. Taraftar ise şov bazlı hareketlere kandığı için bu eksikleri görmüyor. Kontratının sonuna yaklaştığında ise iki aylık bir ön libero şovu izliyoruz Melo'dan. Bu kimseyi kandırmamalı.
Wellington, izlediğim kadarıyla küçük Cambiasso. Muhteşem bir takipçiliği ve hırsı var. "Isırıyor" sözüne tam uyuyor. Ancak kısa boylu olması Galatasaray'ın zaten ortalamasının düşük olduğu sistemi iyice düşürüyor. Wanyama ise Celtic'de güzel performans sergiledi. Gelme ihtimali bile güzel çünkü geleceği çok parlak. Abartmıyorum Manchester United ve Arsenal'in şu anki boş orta sahalarında rahat oynar.
Gönül isterdi ki Gökhan İnler gelsin ancak Napoli'nin en pahalı transferini almak kolay değil. Gelmemesi gereken isim belli. Bunun dışında gelecek isimlere de yeni bir Melo vakası yaşamamak için güzel bir kontrat önermek gerekir.
Melo, özellikleri itibariyle muhteşem bir futbolcu. Ancak birisinin ona ön libero olduğunu ve parasını düşünerek kontrat bitimlerinde değil her zaman topunu oynaması gerektiğini söylemeli. Bence söylüyorlardır ancak ego tatmininden başka bir düşüncesi olmadığı için sonuç ortada. Selçuk İnan'ın %40larda oynamasının en büyük sebebi Melo'dur. Kendisini forvet arkası sanması yüzünden her atakta ileride. Selçuk da onun boşluklarını doldurmaya çalışmaktan kendi işini yapamıyor. Taraftar ise şov bazlı hareketlere kandığı için bu eksikleri görmüyor. Kontratının sonuna yaklaştığında ise iki aylık bir ön libero şovu izliyoruz Melo'dan. Bu kimseyi kandırmamalı.
Wellington, izlediğim kadarıyla küçük Cambiasso. Muhteşem bir takipçiliği ve hırsı var. "Isırıyor" sözüne tam uyuyor. Ancak kısa boylu olması Galatasaray'ın zaten ortalamasının düşük olduğu sistemi iyice düşürüyor. Wanyama ise Celtic'de güzel performans sergiledi. Gelme ihtimali bile güzel çünkü geleceği çok parlak. Abartmıyorum Manchester United ve Arsenal'in şu anki boş orta sahalarında rahat oynar.
Gönül isterdi ki Gökhan İnler gelsin ancak Napoli'nin en pahalı transferini almak kolay değil. Gelmemesi gereken isim belli. Bunun dışında gelecek isimlere de yeni bir Melo vakası yaşamamak için güzel bir kontrat önermek gerekir.
Endüstriyel Futbol Hakkında
Monaco'nun Abdial ve Toulalan transferlerinin ardından daha önceki bloglarda da yazdığım bir yazıyı tekrar yazmak istedim. Her sene bu düşünceler canımı sıkmaya devam etmeye devam ediyor, çünkü futbolu kendi egolarını tatmin etmek için kullanmak isteyenler bir türlü bitmiyor.
10 sene önce Chelsea satıldığında ve Veron, Crespo, Mutu gibi transferler yapıldığında da aynı tepkiyi vermiştim. Ancak, sonra Mourinho'nun gelişi ve yıldızlarla değil de savaşçılarla kulübün ilerlemesi fikrimi değiştirmişti. Daha sonrasında Manchester City, Malaga, PSG ve şimdi de Monaco sadece futbol dünyasını kirletmek amacıyla bu yola giriştiler. Futboldan anlamayan, futbolu değil sadece egolarını seven insanlar futbolu çirkinleştirdiler.
Monaco ve diğerleri ancak kendilerini PES gibi oyunlarda sevdirirler. Plansız, düşüncesiz hareketleri futbola katkı sağlamadığı gibi kendilerine ve geleceklerine de katkı sağlamaz. Milyarderlerin oyuncağı olan kulüpler artık iyice midemizi bulandırıyorlar. Taraftarların isimler geliyor diye susmaları ise ileride egoları tatmin olan milyarderlerin kulübü bırakmasıyla büyük pişmanlıklara dönüşecek ama haberleri yok.
10 sene önce Chelsea satıldığında ve Veron, Crespo, Mutu gibi transferler yapıldığında da aynı tepkiyi vermiştim. Ancak, sonra Mourinho'nun gelişi ve yıldızlarla değil de savaşçılarla kulübün ilerlemesi fikrimi değiştirmişti. Daha sonrasında Manchester City, Malaga, PSG ve şimdi de Monaco sadece futbol dünyasını kirletmek amacıyla bu yola giriştiler. Futboldan anlamayan, futbolu değil sadece egolarını seven insanlar futbolu çirkinleştirdiler.
Monaco ve diğerleri ancak kendilerini PES gibi oyunlarda sevdirirler. Plansız, düşüncesiz hareketleri futbola katkı sağlamadığı gibi kendilerine ve geleceklerine de katkı sağlamaz. Milyarderlerin oyuncağı olan kulüpler artık iyice midemizi bulandırıyorlar. Taraftarların isimler geliyor diye susmaları ise ileride egoları tatmin olan milyarderlerin kulübü bırakmasıyla büyük pişmanlıklara dönüşecek ama haberleri yok.
Tolga Zengin'in Bjk Kararı
Beşiktaş yıllardır kaleci konusunda sıkıntı yaşıyor. Ancak bu sıkıntı tamamen kendilerinin çok fazla şey beklemelerinden kaynaklanıyor. Oscar Cordoba'dan bile verim alamadık demişlerdi.
Şimdi ise Cenk Gönen ve McGregor'dan da istediklerini alamadıklarını söylediklerinden yeni kaleci arayışına başlamışlardı ki Tolga Zengin'i transfer ettiler. Peki Tolga istediklerini verecek mi? Çok zor. Çünkü Beşiktaş'ın sorunu kalecide değil zihinde. Kalecilerden tam olarak ne beklediklerini bilmiyorlar. Bu durumda Casillas'ı almaları lazım ki pişman olmasınlar.
Bir de Tolga Zengin kısmı var. Tolga, Onur'un sakatlığından sonra muhteşem bir performans göstermişti. Onur'un efsanevi Liverpool maçı hala aklımda. Eğer Onur sakatlanmasaydı.muhteşem bir grafikle büyük bir transfer gerçekleştirebilirdi. Tolga ise Onur'dan aşağı kalmayan bir performans gösterdi. Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performans ile çok rahat bir Avrupa kulübüne gidebilirdi fakat o Beşiktaş'ı seçti. Vizyon konusunda bir sıkıntısı mı var yoksa eski talipleri artık onu istemiyor mu bilmiyorum. Çok iyi kulüpleri peşindeydi çünkü bir ara.
Bu transfer Beşiktaş eğer zihniyetini güncelleştirir ve kalecilerden beklentilerini somut bir şekilde ortaya koyarsa eğer işe yarar. Tabii Cenk Gönen gibi bir kaleci varken Tolga'ya para harcamak maddi sıkıntısı olan Beşiktaş için ne kadar sağlıklı bir transfer tartışılır. Tolga için ise kötü oldu bence. Premier Lig takımları peşindeyken enteresan bir karar verdi. Tolga adına üzüldüm. Yurt dışında seyretmeyi çok isterdim Tolga'yı.
Şimdi ise Cenk Gönen ve McGregor'dan da istediklerini alamadıklarını söylediklerinden yeni kaleci arayışına başlamışlardı ki Tolga Zengin'i transfer ettiler. Peki Tolga istediklerini verecek mi? Çok zor. Çünkü Beşiktaş'ın sorunu kalecide değil zihinde. Kalecilerden tam olarak ne beklediklerini bilmiyorlar. Bu durumda Casillas'ı almaları lazım ki pişman olmasınlar.
Bir de Tolga Zengin kısmı var. Tolga, Onur'un sakatlığından sonra muhteşem bir performans göstermişti. Onur'un efsanevi Liverpool maçı hala aklımda. Eğer Onur sakatlanmasaydı.muhteşem bir grafikle büyük bir transfer gerçekleştirebilirdi. Tolga ise Onur'dan aşağı kalmayan bir performans gösterdi. Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performans ile çok rahat bir Avrupa kulübüne gidebilirdi fakat o Beşiktaş'ı seçti. Vizyon konusunda bir sıkıntısı mı var yoksa eski talipleri artık onu istemiyor mu bilmiyorum. Çok iyi kulüpleri peşindeydi çünkü bir ara.
Bu transfer Beşiktaş eğer zihniyetini güncelleştirir ve kalecilerden beklentilerini somut bir şekilde ortaya koyarsa eğer işe yarar. Tabii Cenk Gönen gibi bir kaleci varken Tolga'ya para harcamak maddi sıkıntısı olan Beşiktaş için ne kadar sağlıklı bir transfer tartışılır. Tolga için ise kötü oldu bence. Premier Lig takımları peşindeyken enteresan bir karar verdi. Tolga adına üzüldüm. Yurt dışında seyretmeyi çok isterdim Tolga'yı.
Bursa Taiwo'yu Neden Aldı?
6 Temmuz 2013 Cumartesi
Posted by sbilgen
2013,
beşiktaş,
bursa,
fenerbahçe,
galatasaray,
milan,
süper lig,
şampiyonlar ligi,
taiwo,
transfer,
türkiye,
uefa

Bursaspor'un son transferi Taiwo muhteşem bir oyuncu. Milan'da dikiş tutturamamasını çok büyük şaşkınlıkla izlemiştim. Halbuki Marsilya'dan gelirken bomba gibi bir sol bekti.
Ancak, Bursa'nın mali durumları çerçevesinde düşünecek olursak Wederson'un varlığında daha önemli bölgelere transfer yapılamaz mıydı sorusunu akla getiriyor. Belki UEFA yasaklarından sonra Bursa'nın Şampiyonlar Ligi'ne gitme ihtimali üzerine yapılmıştır diye düşünüyorum ama yine de lüks bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Hikmet Karaman'ın teknik direktörlüğünü sevmediğimi yıllardır söylüyorum. Ancak bu transferin devre arasındaki Edu transferini yapan kişinin elinden çıktığını düşünüyorum. Hayırlı olsun Bursaspor'a. Umarım defans ortasına da önemli bir transfer yaparlar.
Ancak, Bursa'nın mali durumları çerçevesinde düşünecek olursak Wederson'un varlığında daha önemli bölgelere transfer yapılamaz mıydı sorusunu akla getiriyor. Belki UEFA yasaklarından sonra Bursa'nın Şampiyonlar Ligi'ne gitme ihtimali üzerine yapılmıştır diye düşünüyorum ama yine de lüks bir transfer olduğunu düşünüyorum.
Hikmet Karaman'ın teknik direktörlüğünü sevmediğimi yıllardır söylüyorum. Ancak bu transferin devre arasındaki Edu transferini yapan kişinin elinden çıktığını düşünüyorum. Hayırlı olsun Bursaspor'a. Umarım defans ortasına da önemli bir transfer yaparlar.
Federasyon Kime Çalışıyor?
5 Temmuz 2013 Cuma
Posted by sbilgen
6+0+4,
beşiktaş,
bursaspor,
demirören,
fenerbahçe,
galatasaray,
lig,
sınırlama,
sınırlaması,
süper lig,
tff,
trabzon,
türkiye,
yabancı

Herşeyden önce Demirören'in çok değil sadece 2 yıl öncesine kadar sınırsız yabancı olduğunu hatırlatayım. Şimdi ise böyle bir sınırlama sistemi için diretmesi ise federasyonun başına kim geçerse geçsin asıl başkanın başka bir yerlerde hiç değişmediğini aklıma getiriyor.
Sınırlamanın Türk futboluna bir gram faydasının olmadığı apaçık ortadayken halen sınırlama diye diretilmesinin arkasında yine para kokuları var gibi ancak çok değişik bir durum da söz konusu. Dış mihraklar diyerek işi espriye vurmak bir yana ama futbolun kalitesini katleden bu uygulamanın sürdürülmesi gerçekten çok acı.
Sınırılama ile Türk futbolcuların önü açılıyormuş. Hangi futbolcunun? 10 senedir yedek bekleyen Semih Şentürk'ün mü, Aydın Yılmaz'ın mı, İbrahim Toraman'ın mı kimin önü açılıyor? Sınırlama yüzünden bunlar gibi nice yeteneğimiz yedekte tutuluyor. Arda Turan İspanya'ya gittikten sonra kilolar verdi form tutabilmek için. Neden o hale gelmişti? Çünkü yerini tehdit eden kimse yoktu. Türk futbolcu bol sıfırlı kontrata imza attıktan sonra yerini kimse tehdit edemediği için böyle yatıyor işte.
Kimi kandırıyorsunuz Allah aşkına. Birileri çok güçlenecek de diğerleri armut mu toplayacak. Kadroya giremeyen Türk bir alt kalitedeki takıma gidecek. Semih Şentürk'ü mü ister bir Anadolu takımı yoksa ne yapacağını bilmediği bir yabancıyı mı? Boşverin bu işleri.
Sınırlamanın Türk futboluna bir gram faydasının olmadığı apaçık ortadayken halen sınırlama diye diretilmesinin arkasında yine para kokuları var gibi ancak çok değişik bir durum da söz konusu. Dış mihraklar diyerek işi espriye vurmak bir yana ama futbolun kalitesini katleden bu uygulamanın sürdürülmesi gerçekten çok acı.
Sınırılama ile Türk futbolcuların önü açılıyormuş. Hangi futbolcunun? 10 senedir yedek bekleyen Semih Şentürk'ün mü, Aydın Yılmaz'ın mı, İbrahim Toraman'ın mı kimin önü açılıyor? Sınırlama yüzünden bunlar gibi nice yeteneğimiz yedekte tutuluyor. Arda Turan İspanya'ya gittikten sonra kilolar verdi form tutabilmek için. Neden o hale gelmişti? Çünkü yerini tehdit eden kimse yoktu. Türk futbolcu bol sıfırlı kontrata imza attıktan sonra yerini kimse tehdit edemediği için böyle yatıyor işte.
Kimi kandırıyorsunuz Allah aşkına. Birileri çok güçlenecek de diğerleri armut mu toplayacak. Kadroya giremeyen Türk bir alt kalitedeki takıma gidecek. Semih Şentürk'ü mü ister bir Anadolu takımı yoksa ne yapacağını bilmediği bir yabancıyı mı? Boşverin bu işleri.
Ronaldinho ve Beşiktaş
Herşeyden önce en büyük transferi Önder Özen ile yapmış olan Beşiktaş'ın tüm hamlelerine gözüm kapalı güvenirim. Bu yüzden daha ilk satırdan Ronaldinho transferinin sadece spekülasyon olduğundan emin olduğumu söylemiş bulunuyorum.
Ancak, varsayalım ki gerçekten Ronaldinho ile ilgileniliyor, gelme ihtimali var. Bu durumda birkaç söz söylemek tabii ki de lazım. Önder Özen'in varlığını bir kenara bırakmadan düşünmek bu durumda bir hayli zor. Çünkü, futbolu bilen bir adam Ricardinho, Guti, Quaresma, Simao fiyaskolarını unutmaz. Bu isimler en alaka diyebilirsiniz ancak en azından Guti için demeyin.
Ronaldinho için verilecek ücretin dışında beklentilerin yüksek olmasının getireceği sezon sonu hayal kırıklıklarını kim düşünüyor? Tamam, dünyanın bildiği bir isim ama senin hayalinde kalan Barcelona günleri artık mazi. En son Milan macerasında bile tempodan uzak kalan Ronaldinho şu anda ne haldedir?
Eğer ki Beşiktaş'ın havaya atılacak parası olsaydı, 70. dakikadan sonra oyuna girmek üzere de olsa her türlü izlemeyi isterdim. Ancak böyle bir durum yok. Başarı istiyoruz diyerek son yılları eleştiren taraftarların da birazcık düşünmeleri lazım bu transferi isterken. Biraz geçmişimizden ders alalım.
Ancak, varsayalım ki gerçekten Ronaldinho ile ilgileniliyor, gelme ihtimali var. Bu durumda birkaç söz söylemek tabii ki de lazım. Önder Özen'in varlığını bir kenara bırakmadan düşünmek bu durumda bir hayli zor. Çünkü, futbolu bilen bir adam Ricardinho, Guti, Quaresma, Simao fiyaskolarını unutmaz. Bu isimler en alaka diyebilirsiniz ancak en azından Guti için demeyin.
Ronaldinho için verilecek ücretin dışında beklentilerin yüksek olmasının getireceği sezon sonu hayal kırıklıklarını kim düşünüyor? Tamam, dünyanın bildiği bir isim ama senin hayalinde kalan Barcelona günleri artık mazi. En son Milan macerasında bile tempodan uzak kalan Ronaldinho şu anda ne haldedir?
Eğer ki Beşiktaş'ın havaya atılacak parası olsaydı, 70. dakikadan sonra oyuna girmek üzere de olsa her türlü izlemeyi isterdim. Ancak böyle bir durum yok. Başarı istiyoruz diyerek son yılları eleştiren taraftarların da birazcık düşünmeleri lazım bu transferi isterken. Biraz geçmişimizden ders alalım.