Archive for Ekim 2013
Totti Şampiyonluk İle Emekli Olacak Mı?

Çok sancılı dönemler geçirdi bu süre içinde Roma. Başarıya yakınlaşamadılar bile. Bu zor durumlarında bile takımın yanındaydı Totti. Yıllar geçiyordu, yaşlanıyordu. Popüler olması için başka bir kulübe gitmesi lazımdı ama o sadakatin ağır bastığı kişiliği ile kulübünü bırakmadı. En kötü zamanda, herkes tüm umutlarını yitirmişken bile sahada savaşan bir Totti vardı.
Bu sene ise her şey çok farklı başladı. Alışılmışın aksine çok transfer yapılmadı. Lille ile harikalar yaratan Garcia takımın başına getirildi. Nokta transferler yapıldı. Gervinho, Strootman ve Benatia alındı. Takımdan umutlar yine çok zayıftı. Ancak, lig ilerledikçe Roma bu sene şampiyon adayı sırasında ilk sırada olduğunu kanıtladı.
Totti ilerleyen yaşı nedeniyle eskisi gibi futbol oynayamıyor belki fakat o 10 numaralı formasıyla sahada bulundukça takım arkadaşlarına güven vermeye, onları cesaretlendirmeye devam ediyor. Bu sene belki de son senesi büyük yıldızın. Bu futbol ilahının bir şampiyonlukla sahalara veda etmesini kim istemez.
Trabzon - Lazio / Laubali Hareketler

Maçın yıldızları açık ara Zokora, Adrian ve Bosingwa'ydı. Adrian için ayrı bir parantez bile açılabilir. Polonyalı futbolcu dün gösterdiği performansla birkaç İtalyan takımının transfer listesine en üst sıradan girmiş olabilir.
Bu saydığım isimler dışındaki tüm Trabzon laubalileşti üçüncü golden sonra. Tüm Trabzon dedim çünkü laubalileşenlerin başında Mustafa Reşit Akçay geliyor. Oyuna müdahaleleri bile laubalilik kokuyordu. Henrique, harika bir gol atmasını gölgeleyen laubalilik gösterdi. Yusuf, tribünlerden ismini duyunca bir anda kendisini Nani sanmaya başladı. Bunun sonucunda Trabzon 5-6 farkla kazanabileceği maçtan beraberlikle ayrılmak zorunda kaldı.
Lazio, Trabzon'a büyük bir iyilik yaptı dün aslında. Tecrübesiyle çok güzel bir ders verdi. Ancak bu ders onların Roma'daki maçta hezimete uğramasına yol açacak, bu ayrı bir mesele. Trabzon takımı dün akşam aldığı dersle Legia maçlarında ve hatta üst turlarda Trabzon'un çok işine yarayacak dün aldıkları bu ders. Bu yüzden Lazio'ya teşekkür etmeliler.
Kassai ve 2 Puan - Juve/Galatasaray

Dün tribünlerde o kadar büyük bir baskı da olmamasına rağmen sanki kendisine Maracana Stadı'nda iki yüz bin kişi itiraz ediyormuş gibi bir yönetim sergilemek UEFA'nın en iyi hakemlerinden birisi olarak geçinen birisine ne kadar yakıştı bilinmez. Bu kadar kötü bir yönetim varken futbol konuşmamak çok normal bence. Ortada futbol katili bir hakem varken nasıl futbol konuşulabilinir ki.
Ancak şu kadarı söylenebilir. Galatasaray, İtalyan stili futbolu zorlanmadan oynayacak ve bunda başarılı olacak gibi görünüyor. Takım savunması konusunda ve sol bekteki sıkıntı giderildiğinde Galatasaray için güzel günler başlayacaktır. Sol bekte her zaman dediğim Dany tercihi çok iyi olabilir. Ayrıca Eboue'yi sola çekip Sabri'nin sağ bekte oynanması da denenebilir. Bu seçenekleri göz önüne alırsa Mancini için iyi olabilir.
Juventus için ise iyi bir yorum yapmak çok zor. İtalyanın en büyük kulübü olarak İtalyan stili ile baş etmekte çok zorlandılar ki karşılarındaki takım bu stil ile ilk maçına çıkmışken. Takımlarındaki eksiklik Pirlo ile çözülebilecek bir eksiklik de değil. 3-5-2 gibi gözüken ama gerçekte 5-3-2 olan sistemlerinde bindirme yapacak oyuncuları çok yetersiz. Belki dün Giovinco olsa biraz daha rahat olabilirlerdi. Fiziksel olarak muhteşem durumda olsalar bile yaratıcılık eksiklikleri bariz bir şekilde belli oluyor. Pirlo'nun yaşlanması bunda çok etkili. Bu gruptan çıkamayacak takım Real Madrid olabilir diyordum ama şimdi Juventus daha ağır basıyor. Real'in iki maçta da yenileceğini hala düşünüyorum Juventus karşısında ama bunun olasılığı dünkü maçtan sonra iyice azaldı gözümde.
Arsenal'in Başarısının Arkasındaki İsim: Flamini
Napoli'yi rahat bir şekilde geçen, ligde lider durumda bulunan Arsenal taraftarları belki de en büyük rüya sezonlarından birini yaşıyor. Çünkü, bu kadar umutsuz bir ortamda başlanan bir sezonun bu kadar başarılı gitmesi, iddalı bir sezonun başarılı gitmesinden daha keyiflidir. Bursaspor'un şampiyon olduğu sezonki performansı buna örnek verilebilir.
Ancak, herkesin ağzında dolanan Mesut Özil transferinden çok başarının arkasında başka bir transfer var. Daha doğrusu yuvaya dönme diyebiliriz. Fransız Flamini'den bahsediyorum. Sezon başında enterasan olaylar oluyordu Arsenal'de. Wenger'e yapılan "transfer yap" baskısı iki tane oyuncuyu takıma kazandırdı. Mesut Özil ve eski takımına dönen Flamini.
Arsenal için yıllardır düşündüğüm, eksikleri olan orta saha transferi değildi belki Flamini. Mesut Özil transferinin yanında çok sönük de kaldı ayrıca. Gelişini kimse konuşmadı desek yeridir. Fakat sergilenen muhteşem performansın da tamamen Mesut Özil'e yüklenmesi tamamen haksızlıktır.
Bence futbol saha içinde zincirleme bir yapı ile başarının geldiği bir spor. Kaleci, defans, orta saha, forvet şeklinde sıralayabileceğimiz bu zincirde en önemli kısımlar defans ve orta sahadır. Kaleci ve forvet ise ekstralardır. Nitekim Giroud gibi bir forvet ile bile golleri sıralayan Arsenal'de bunu görebiliyoruz. Peki, bunun sebebi Mesut mu? Tabii ki de Mesut'un katkısının olmadığını söylemiyorum. Bu gaddarlık olurdu. Ancak, dediğim zincir içinde Mesut'a ve tam bir resital sergileyen Ramsey'e o rahatlığı sağlayan görünmez bir kahraman var. Flamini!
Flamini, Arsenal'in en büyük eksiği olan defansif orta saha kısmını o kadar iyi kapatıyor ki Mesut hiç koşmadan harikalar yaratıyor. Ayrıca izlerken çıldırırcasına keyiflendiğimiz Ramsey'i o kadar rahatlatıyor ki oyunun çift yönünü de istediği gibi oynuyor. Eğer Flamini'den başka bir kahraman aranacaksa bu Mesut değil Ramsey'dir. Muhteşem ötesi bir oyun oynuyor ve bu adamın büyük sakatlıklar atlattığını söylemek çok güç. Her zaman büyük sakatlıkları atlatıp futbola dönüp harikalar yaratan futbolcular gözümde çok daha değerli olmuştur. Ramsey de onlardan birisi. Ancak ona bu hünerlerini gösterme fırsatını sunan da yine Flamini. Arsenal'in ve dünyanın en faydalı transferi olma yolunda ilerliyor Flamini. Eğer takım bu formunu sürdürür ve şampiyonluğa ulaşırsa tamamen Flamini transferi sayesinde olacaktır.
Ancak, herkesin ağzında dolanan Mesut Özil transferinden çok başarının arkasında başka bir transfer var. Daha doğrusu yuvaya dönme diyebiliriz. Fransız Flamini'den bahsediyorum. Sezon başında enterasan olaylar oluyordu Arsenal'de. Wenger'e yapılan "transfer yap" baskısı iki tane oyuncuyu takıma kazandırdı. Mesut Özil ve eski takımına dönen Flamini.
Arsenal için yıllardır düşündüğüm, eksikleri olan orta saha transferi değildi belki Flamini. Mesut Özil transferinin yanında çok sönük de kaldı ayrıca. Gelişini kimse konuşmadı desek yeridir. Fakat sergilenen muhteşem performansın da tamamen Mesut Özil'e yüklenmesi tamamen haksızlıktır.
Bence futbol saha içinde zincirleme bir yapı ile başarının geldiği bir spor. Kaleci, defans, orta saha, forvet şeklinde sıralayabileceğimiz bu zincirde en önemli kısımlar defans ve orta sahadır. Kaleci ve forvet ise ekstralardır. Nitekim Giroud gibi bir forvet ile bile golleri sıralayan Arsenal'de bunu görebiliyoruz. Peki, bunun sebebi Mesut mu? Tabii ki de Mesut'un katkısının olmadığını söylemiyorum. Bu gaddarlık olurdu. Ancak, dediğim zincir içinde Mesut'a ve tam bir resital sergileyen Ramsey'e o rahatlığı sağlayan görünmez bir kahraman var. Flamini!
Flamini, Arsenal'in en büyük eksiği olan defansif orta saha kısmını o kadar iyi kapatıyor ki Mesut hiç koşmadan harikalar yaratıyor. Ayrıca izlerken çıldırırcasına keyiflendiğimiz Ramsey'i o kadar rahatlatıyor ki oyunun çift yönünü de istediği gibi oynuyor. Eğer Flamini'den başka bir kahraman aranacaksa bu Mesut değil Ramsey'dir. Muhteşem ötesi bir oyun oynuyor ve bu adamın büyük sakatlıklar atlattığını söylemek çok güç. Her zaman büyük sakatlıkları atlatıp futbola dönüp harikalar yaratan futbolcular gözümde çok daha değerli olmuştur. Ramsey de onlardan birisi. Ancak ona bu hünerlerini gösterme fırsatını sunan da yine Flamini. Arsenal'in ve dünyanın en faydalı transferi olma yolunda ilerliyor Flamini. Eğer takım bu formunu sürdürür ve şampiyonluğa ulaşırsa tamamen Flamini transferi sayesinde olacaktır.